Mülki İdare camiası olarak karşı karşıya olduğumuz rekabetin arttığını hissetmiyor muyuz?
Kendimizi gösterebilmek adına daha fazla gayret ve tanıtım faaliyeti ortaya koyduğuz halde yeterince dönüş alamadığımızı düşünmüyor muyuz?
Medyada kaymakam ve valilerin varoluş sebepleri (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/24755808.asp, İsmet Berkan, ‘Vali ve kaymakama sahiden ihtiyaç var mı?’) sorgulanmıyor mu?
Son Büyükşehir Kanunu gibi metinsel düzenlemelerle hareket yeteneğimizin kısıtlandığını, KHGB gibi önemli bir manevra alanımızın daraldığını algılamıyor muyuz?
Vali ve kaymakamlar arasında son zamanlarda yukarıdaki sorulara veya benzerlerine ‘evet’ cevabını verecek kişilerin sayısının giderek artmakta olduğu söylenebilir. Bütün bu işaretler Camiamızın hayatiyetini sürdürmesi ve hizmetlerinde yeniden bir atılım gerçekleştirebilmesi adına daha önce uygulanmamış bir stratejiye ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Makalemde iş dünyasında çok popüler olmuş bir planlama yaklaşımının mülki idare için nasıl bir çıkış stratejisi oluşturabileceğini açıklamaya çalışacağım.
Mavi Okyanus Stratejisi
Harvard Business School yayınlarından çıkan, W. Chan Kim ve Renee Mauborgne adında iki profesörün kaleme aldığı Mavi Okyanus Stratejisi - Çekişmesiz Pazar Alanı Yaratmak ve Rekabeti Etkisiz Kılmak (http://www.dr.com.tr/Kitap/Mavi-Okyanus-Stratejisi-Cekismesiz-Pazar-Alani-Yaratmak-ve-Rekabeti-Etkisiz-Kilmak) kitabı rekabetin temel unsurlarının değiştiğini vurguluyor. 2005’te piyasaya çıkan bu eser ilk yılında 1 milyonun üzerinde satarak aynı adla bir enstitünün kurulmasına da yol açtı.
Bu strateji özünde özel sektörde yer alan şirketlerin yeni değerler oluşturarak rekabeti saf dışı bırakan, rekabetin olmadığı bir alan oluşturmaya odaklanan bir metodun altını çiziyor. Kim ve Mauborgne’a göre pazar esas olarak ikiye ayrılıyor. ‘Kırmızı okyanus’ denilen sular rekabetin ve kavganın yoğun olduğu(kırmızı rengi bu yüzden tercih edilmiş), iyi bilinen pazarları temsil ediyor. Burada eskiden beri var olan şirketler var. Sınırları ve kuralları daha öncen belirlenmiş pazarda daha büyük bir dilime ulaşmak ve belirli bir kontrol sağlamak için rekabet olmazsa olmazlardan. Öte yandan ‘mavi okyanus’lar henüz keşfedilmemiş, sınırları oluşmamış bakir ortamları ifade ediyor. Kaynakları ve kuralları netleşmemiş bu pazarda rekabet henüz başlamamış halde.
Peki, kızıl taraftan mavi okyanuslara nasıl geçilecek?
Çalışmada, geçtiğimiz sene ülkemizde de bir gösteri sergileyen Cirque Du Soleil bu kavramı en iyi uygulayan organizasyonlardan biri olarak gösteriliyor. Dünyanın dört bir tarafında 100 milyonu aşan seyirci rakamını yakalayan Cirque Du Soleil standart sirk algısının ötesine geçerek müşteri kitlesini büyütebilmiştir. Aslanlı filli şovlar bırakılarak akrobasiyi teatral öğelerle zenginleştiren daha önce eşine rastlanmadık bir sunuma dönüştürebilmeyi başarmıştır. Sirk çadırını yalnızca çocukların ilgi alanı olmaktan çıkartarak daha elit zevkleri olan bireylerin de katılımını sağlamıştır.
Mülki İdarenin mavi okyanusu nerede?
Son yıllarda taşra yönetiminde Vali ve Kaymakamların tepedeki yalnızlığının giderek azaldığını gözlemleyebiliyoruz. Düzenleyici işlemlerle yerel yöneticilere daha fazla yetki ve kaynak aktarımı gündemden düşmezken sayıları giderek çoğalan sivil toplum temsilcileri idarede söz sahibi olmaya, kararlara yön vermeye çabalamaktadır.
Rekabetin durmadan tırmandığı, eski aktörlerin güçlendirildiği, yenilerinin ortaya çıktığı bu ortamda Camiamızın kimsenin olmadığı alanlarda farklı bir anlayışla hizmet sunması Mülki İdare için hayati öneme sahiptir. Aşağıda buna dair bazı öneriler sıralanmıştır.
Yukarıda sayılan ve daha akla gelebilecek diğer birçok yolla bizler idarede rekabetin olmadığı, sınırları çizilmemiş ve kuralları konulmamış mavi okyanuslar bulduğumuz takdirde Adnan Çimen’in ifade ettiği haliyle Kaymakamlığın Sonu ve Son Kaymakam’ı görmek için uzun süre beklenmesi gerekecektir.